Dijital Dünyada Çocuk Büyütmek

 

 

Uzun zamandır yazmak istediğim bir konuydu, ‘’dijital çağda çocuk büyütmek’’. Kitabı okuyalı hayli zaman oldu, hakkında şimdi yazmak ne kadar sağlıklı olacak bilmiyorum ama, genel olarak bende bıraktıklarını kendi deneyimlerimle aktarmak istiyorum. Yoksa kitap yorumu yapmak gibi bir niyetim ve becerim zaten yok.

Hani derler ya; çocuğun gelişiminde anne, baba ve anne babanın ilişkisi kilit noktadır. Ben de buna dijital dünyayı eklemek istiyorum. Artık hayatımızda internet diye bir gerçek var ve bizlere bambaşka bir dünya sunuyor. Ya da daha doğru ifadeyle, milyonlarca dünyanın kapısını açıyor, içeri buyur ediyor.

Telefon, bilgisayar, tablet, televizyon hayatımızın birer parçası oldu. Bizimle birlikte çocuklarımız da onlarla ilişki kurma durumunda kalıyor. Bizim çocukluğumuzda hiç görmediğimiz gereçlerle, bizim çocuklarımız hemhal olmaya başlayınca tedirginlik yaşamaya başlıyoruz. Bir yandan uzmanlar sürekli olarak ekranların olumsuz etkilerini anlatarak korkumuzun büyümesine sebep oluyor, öte yandan etrafımızdakiler eleştiri oklarını durmaksızın fırlatıyor. Zaten bin türlü sorgulamayla, endişeyle yürütmeye çalıştığımız ebeveynliğimiz, bir de ekranların tesiriyle çıkmaza giriyor adeta.

Şahsen ben ekrandan uzak bir çocukluk geçirilmesi taraftarıyım. Bir süre bu düşüncemi uygulayabildim. Evde televizyon bulunmasına rağmen kullanmıyoruz. Sadece çocuklar için değil kendi hayatım için de önemli bir adımdı bu. (hiç eksikliğini hissetmiyoruz) Tablet bir dönem hayatımıza dahil oldu. Büyük oğlum kullanıyordu sadece. Yaşları birbirine çok yakın üç çocukla tek başıma ilgilenirken, tabletin oğlumu biraz olsun oyalayabileceğini düşünmüştüm. Belirli bir saat aralığında kullanabiliyordu. Ama kendinden büyük birilerinden öğrendiği bazı oyunlar ve youtube videoları hiç de yaşına uygun değildi. Hatta artık sınır tanımıyor, tableti bırakma zamanı gelince kriz yaşıyorduk. Hiçbir şeyden zevk almıyordu. Normalde severek oynadığı oyunlar onu mutlu etmiyordu ve sürekli ‘canım sıkılıyor!’ diyerek hayıflanıyordu.

Kendimce sürekli bir yol bulmaya çalışıyordum. Şöyle bir düşüncem bile olmuştu: bir şeye kısıtlama gelince çok değerli oluyor. Ama sürekli ulaşılabilecek durumda olursa cazibesini yitirir. Sakladığın çikolata kıymetliyken, masada sürekli duran çikolataların, çocuklar tarafından çok da cazip olmadığı gibi hayal ettim. Artık kendi halinde bırakmayı seçtim oğlumu, tablet konusunda. Tabii ki uzun süre dayanamadım bu duruma. Çünkü tabletle çikolata kıyaslaması hiç de sağlıklı olmamıştı. 24 saat elinden almasam, yine de bırakmazdı. Çocuğun dünyası değişmişti.

Çaresizlikler içinde kıvranırken, bir anda tableti yok ettik… Sadece üç gün istek duydu. Dördüncü gün unutmuştu bile. Ve artık çocukluğun doğal bahçesine tekrar dönmeyi başarmıştı. Çılgınlar gibi oyunlar oynamaya başladık. Beni çok yorsa da sürekli etkinlikler yapıp, oyunlar oynayarak, mutfakta üç çocukla yemekler yaparak, yağmur çamur demeden dışarıda zaman geçirip, bolca kitap okuyarak ekranların gölgesinden uzaklaşmayı başardık. Tabletle geçirdiği zamanlarda ne kadar hırçın ve mutsuzsa, onsuz geçirdiği zamanlarda bir o kadar mutlu, huzurlu ve sakin olabildi çocuğum.

Okul zamanı gelince tekrardan ekran isteği oluşmaya başladı. Çünkü istisnasız tüm çocuklarda tablet vardı. Televizyonsuz ev zaten artık yok. Okuldaki arkadaşlarının her konuşmasında tablet, telefon, oyun vs. olunca, ister istemez bu yönde istekler başladı. Hakeza arkadaş ortamlarımızda, bütün çocukların elinde tablet olunca işin seyri değişmeye başladı. Çocuklarımıza ekran vermemeyi etrafımızdaki insanlar mahrumiyet olarak adlandırıyordu. Açıkçası kimin ne dediğini çok da umursamıyordum. Tek önemli olan çocukların iyiliği ve mutluluğuydu. Yoksa üç çocuğun eline birer tablet verip, benim de işime bakıp, kendime daha çok zaman ayırmam için daha avantajlı değil miydi?  Yüzeysel olarak bakıldığında avantaj gibi görünse de, olası yan etkileriyle baş etmek zorunda kalmak benim için daha yorucuydu.

Tabii ki çocukların isteğine daha fazla dayanamayıp tablet, telefon, youtube sarmalına girdik sonunda. Günün belli bir vaktini ‘ekran saati’ olarak ayarladık bir aile toplantımızda. Harici zamanlarda kimse istemiyor bir şeyler izlemek ya da oynamak. Ve bence önemli nokta, çocukların şahıslarına ait tablet almadık. Sistemi oturtmak hayli zor olsa da şükürler olsun ki başardık.

Kitaba dönecek olursak, benim açımdan çok faydalı oldu. Çünkü teknolojiyi çocuklar adına doğru kullanmak gerçekten zor bir mesele. İnternet ortamında yararlı ne kadar çok sunum varsa, bir o kadar da zararlı içerikler mevcut. Masum görünen oyunların bile arka planda oluşturabileceği tahribatı bilemiyoruz. Kitapta derinlemesine bir şekilde ekran kullanımı, faydası/zararı, tekno efsaneler, tekno ipucu, uygulamalar, oyunlar olarak aktarılmış. Hangi yaş grubunda neyi ne kadar kullanabileceği, gelişimiyle ilgili diğer kalemlerle ekranın nasıl dengede kullanılabileceği çok güzel bir biçimde anlatılıyor.

Mesela Minecraft oyununu benim oğlum da dâhil olmak üzere neredeyse tüm çocuklar severek oynuyor. Oyunu zararlı olarak görüyordum ben, bağımlılık yapıyor ve youtube ortamında bu oyunu oynayanların paylaştığı videolar canımı sıkıyordu. Kitapta bu oyunun aslında zararlı olmadığı, aksine çocukların zorlu hayat koşullarında hayatta kalabilmek için mücadele vermesi, problem çözme becerilerini geliştirmelerine katkıda bulunduğu bilgisi yer alıyor. Günümüz çocuklarının yaşam alanları kısıtlı, özgür değiller doğada bile ve zamanlarının çoğu beton binalarda geçiyor. O bakımdan Minecraft oyunundaki sonsuz dünya örüntüsü çocuklara sanal da olsa özgür olma şansı verdiğinden dolayı seviliyormuş. Başlı başına bu örnek bile içimin rahat etmesine yetti.

Ebeveynliğin zorlu yollarında iyi ki kitaplar var. Yoksa gerçekten işimiz daha zor olurdu. Hele ki teknolojinin sürekli geliştiği bu çağda… Umarım herkesin de faydalanabileceği bir kitap olur.

 Son olarak kitaptaki temel başlıkları göstermek istiyorum:

  1. Engeller ve Teknoloji Efsaneleri
  2. Çocukların Gelişimindeki Yedi Temel Yapıtaşı
  3. Bağlar ve İlişkiler
  4. Dil
  5. Uyku
  6. Oyun
  7. Fiziksel Hareket
  8. Beslenme
  9. İfa-işlevi Becerileri
  10. Sağlıklı Dijital Alışkanlıklar Geliştirmek
  11. Çocukların Sağlığını Korumak

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir