Merhaba
Merhaba…
Asırlar geçmişçesine yoğun yaşanmış ayların ardından bambaşka bir Hümeyra’ya evrilmiş olarak yeniden bloğumun başındayım. Kendisine gereken özeni gösteremediğimin farkındayım. Bununla birlikte bunca zamandır yaşadıklarım ve yaptıklarımdan ötürü kendimin hakkını da teslim etmeliyim. Hepsini yazmaya kalksam kaç günümü alır bilemiyorum. Onları anlatmak değil gayem. Kendi evime gerçek anlamda ruh evime döndüğümü ve bazı günler sıcak bir çay ikram edip bir iki kelam eder gibi yazacağımı bildiriyorum.
Merhaba ben Hümeyra. 33 yaşında evli ve 3 çocuk annesiyim. Çocuk gelişim uzmanı ve aile danışmanıyım. 😊
Bu bloğu kurarken çok heyecanlıydım. Bildiğimi, bulduğumu, yaşadığımı, hissettiğimi elimden geldiğince tüm deneyimlerimi herkesle paylaşmak istiyordum. Çünkü günlük hayatta ayaküstü konuştuğum insanlarla bile yaptığım sohbette, karşımdakilere iyi geliyordum, bir faydam dokunuyordu. Kitaplar benim her zaman rehberim olmuştur. Başkasına sormak yerine önce konuyla alakalı kitap alıp okurum. Çocuklarım doğunca da çevremdeki bilgiler yeterli olmuyordu, sürekli okuyordum, okudukça hem anneliğe dair donanımım artıyor hem de kendi çocukluğumu iyileştiriyordum. Bildiklerimi çevremle paylaşırken, daha doğrusu sosyal medyada paylaşırken hep içimden, derinlerden bir ses:
‘’sen kimsin ki bu konuda akıl veriyorsun? Sen bilirkişi misin? Üç beş kitap okuyunca kendini ne sandın?..’’
Bu sesle savaşmak yerine rehber edindim kendime. İlk zamanlar benlik algımdaki çarpıklıkları gidermek zaman aldı tabii ki. Ama sonrasında gerçekten ne yapmak istediğimi düşününce kendimi çocuk gelişimi alanında buldum ve ikinci üniversite kapsamında çocuk gelişimi okumaya başladım. Önceki lisansım olan iktisat bölümü boynu bükük kalmasın diye paylaşımlarımda hep onu da kullandım. 😊 Koskoca beş yıl illaki zihnimde birçok iz bırakmış ve bana bakış açısı kazandırmıştı haddizatında. Hiç pişman değilim hayatımın o dönemi için. Şu an var olan bende çok fazla katkısı var.
Bir bölümde lisans eğitimi almak insana uzmanlık vermiyor. Çaban, çalışmaların, merakın olmadığı sürece bir diploma gerçek manada kâğıttan ibaret. Kendimi ben iyi bildiğim halde yetkinlik konusunda aşamadığım noktalar oluyor. Kendimi hemen yeterli göremiyorum. Kendim bilsem de başkalarına da ispat etmem gerektiğini hissediyorum. Bu durumun benim ile alakalı olduğunu zannediyordum önceleri fakat sosyal medyada insanlara sürekli bilgi satan, uzmanı olmadığı konularda konuşan, herkesin kendini psikolog sandığı derya deniz bir alanda kendimi sorgulamaya kalkıştığımı fark ettim. Herkesin profilinde aldığı eğitimler yazıyor lakin içeriğini bilemiyoruz. Haliyle bir ‘’bakın aslında ben bu konunun uzmanıyım; falan yerde okudum, şu eğitimleri aldım… Kuru sıkıya konuşmuyorum.’’ deme gereği duyuyorum. Birçok konuda yazı yazacağım zaman kendimi bu sebeplerle kısıtladım.
Çocuk gelişimi bölümünden mezun olmak üzereyken ‘aile danışmanlığı’ eğitimine başladım ve kendimin aslında bir danışman olduğunu anladım. Psikolojinin içinden geçtim, kendi iyileşme sürecime olan katkısı yanında gerçek manada mesleğimi buldum. Oyun terapisi eğitimi ile çocukların psikolojik dünyasını anlamayı, iyileştirmeyi öğrendim. O kadar heyecan verici ki ilgili olduğun alanda yeni şeyler öğrenmek. Öğrencilerle çalışmaya başladım; öğrenci koçluğu eğitimi ile çocuk ve yetişkinlerle eğitim öğretim süreçlerine rehberlik etmeye başladım.
Son olarak (son olmayacağını biliyoruz tabii ki) aldığım ‘cinsel terapi’ eğitimi tüm boşlukları doldurdu artık. Kendimi tuttuğum konularda rahatlıkla konuşacak gücü kendimde buldum. Kimseye değil, öncelikle kendime kanıtladım yeterliliğimi.
Öğrenirken, öğretirken, yaşarken ve yaparken diğer yandan yazmak çok mümkün olmadı. İnsan bir şeyler öğrenirken kendisi de değişiyor. Başlarken olan kişi aynısı gibi kalmıyor. Sadece zihin bilgi ile dolmuyor. Öğrendiklerini önce kendinde ölçüp tartıp, sindirip, kullanıma hazır hale getirmek, kendine özgü araçlar oluşturmak ve hayata geçirmek zaman alıyor. Bir eğitimden çıkınca tüm bilgi ve deneyimlere bulanmış olunmuyor. 😊
Yaşamın kendisi merak ile işlendikçe bilgi, bilgi deneyim ile işlendikçe öğrenme gerçekleşiyor.
Öğrenme şevkim hiç bitmeyecek fakat ben bunları neden, her ne kadar kısaltmaya çalışsam da uzun uzadıya anlatıyorum? Instagram’da kendim olarak ve mesleğimle alakalı aktarım yaparken çok fazla düşünceli davranıyorum. İnsanlar gereken ilgiyi göstermiyor artık önemli şeylere.
Bu hız çağında ve tüketim kültüründe; insanların magazin peşinde koştuğu bir arenada erimek istemiyorum.
Bloğumda yazmak, içimi dökmek, yeri geldiğinde bilimsel veriler yeri geldiğinde havadan sudan, çokça gerçek hayat deneyimlerinden bahsetmek istiyorum. Buradan danışmanlık yapmıyorum tabii 😊
Instagram postu derdimi anlatmama yetmiyor çoğu zaman; kısaltmaya çalışırken bazen konu bağlamdan sapabiliyor. Benim derdim anlamak, anlaşılmak ve anlatmak; herkesin bir şekilde bulabileceği bilgileri süsleyip pazarlamak değil. Burada köşemde anlatmaya başlamaya niyet ettim. Umarım yapmak istediklerim ile yapacaklarım birbirini sever ve gerçekten önem verip faydalanmak isteyen güzel kalplere dokunurum. 😊